Ana içeriğe geç.

Feeling like an upgrade? Use code SOUND20 for 20% OFF through April 28. İstisnalara tabidir.

Bir Oyun Gazetecisinin SteelSeries Kulaklık Hikayesi

Bir zamanlar, 2009 civarı, oyun gazetecisi olarak ilk gerçek, maaşlı işime başladım ve SteelSeries adındaki büyüyen bir şirket bana işin nasıl yapılacağını gösterdi.


Site, kadınların güvende hissettikleri ve birlikte oynayacak arkadaş aradıkları GirlGamer idi ve ben de bu sitenin baş editörü/topluluk yöneticisi olmuştum. Oyunlardan konuşurken para kazanmak mı? Evet, lütfen!

Basın geçiş izni ve parlak bir iş kartıyla oyunlarla ilgili her şey hakkında uzman olmaya hazırdım. Hemen oyun sektöründe kimin kim olduğunu öğrenmeye başladım: Yayıncılar,geliştiriciler ve tabii ki çevre ekipmanı üreticileri.

SteelSeries ile işte o zaman tanıştım.

Yaklaşık 10 yıl önce E3'te SteelSeries'in eski halkla ilişkiler uzmanı Tori'yle tanışana kadar hiç oyuncu kulaklığım olmamıştı. O zaman fark etmediğim şey ise bu gerçekten havalı ürünlere sahip şirketin bir avuç çalışandan oluştuğuydu. Yani, gerçek anlamda dip dibe çalışıyorlardı. Şirketlerin stand için tam anlamıyla milyonlar ödediği basına özel devasa bir etkinlikte, mallarını denemek için gürültü ortamda bir yerde Tori'yle ve o zamanın Pazarlama Müdürüyle tanıştım.

Sonraki birkaç yıl,buluşmalarımızı dört gözle bekler oldum: Koridorda, lobide... bir bölüm çekmek için bulabildiğimiz her yerde.

İlk oyun kulaklığım Spectrum 4XB idi.

GirlGamer küçüktü ama SteelSeries bana her zaman Gamespot ya da IGN'den biri kadar önemliymişim gibi davrandı. Bu bende büyük etki bıraktı ve bunun sonucunda yıllar boyunca SteelSeries çevre birimlerini test ettim ve işledim.

7XB tanıtıldığında,markayı tanıyordum ve yeni modeli almak için hazırdım.

GirlGamer daha fazla ilgi gördükçe, Genel Yayın Yönetmenliğine terfi ettim. SteelSeries de büyümeye devam etti ve ürün yelpazesi avantaj arayan oyuncular için yapılan ekipmanlarla doldu taştı. Şirket e-spora daha fazla katılmaya başladı ve MLG ve Blizzard gibi güzel ortaklıklar edindi.


O yıl, Flux kulaklıklarını deneme şansı buldum.

Bu hafif, taşınabilir kulaklıklar seyahat için üretilmişti. Oyuncular mıknatıs kullanarak Flux kulaklıklarını özelleştirebiliyorlardı; SteelSeries'in oyuncuların kendileri olmasına izin verdiği birçok yoldan yalnızca birisi. Aslında, SteelSeries "Oynama Özgürlüğü" adında küçük cep telefonu kolları gibi taşınabilir ekipmanlara sahip bir tanıtım yürütüyordu.

Flux, PSP ve PlayStation Vita gibi taşınabilir konsollarla çok iyi gitmişti. Hatta hala duruyorlar!

Daha sonra Siberia v2 ile ve sonrasında çıkan Siberia 200 ile oynadım. Gördüğünüz üzere bu süreçte başka güzellikleri de denedim!

Daima İleri

Yıllar geçti ve GirlGamer karanlığa gömüldü ama ben profesyonel yazar olarak çalışmaya devam ettim. SteelSeries'in artık küçük bir şirket olmadığını söylemeye bile gerek yok! SteelSeries ile iletişimi koparmadım ve çeşitli web sitelerinde yeni duyuruları yazmaya devam ettim. O sırada, birçok harika kulaklık gelip gitti ve bugün Arctis Prokullanıyorum. Şimdi, kim olduğumu kimse bilmiyorken bile bana inanan bir marka olan SteelSeries'te yazacak kadar şanslıyım.

Teşekkürler SteelSeries,seni asla unutmayacağım.

Başlık Görseli İlk kulaklıklarımdan biri 7XB ve sonuncusu Arctis Pro. Birlikte çok uzun yol katettik bebeğim!


SİZİN Kulaklık Hikayeniz Nedir? Hikayenizi bizimle Twitter üzerinden paylaşın.